30 Haziran 2020, 22:39 - Anasayfa | Yazarlar Haberi yazdır
12 Eylül sonrasını yaşayanlar bilir. Turgut Özal’ın kurduğu hükümetlerde o zamanın deyimiyle eşinin başı türbanlı olan milletvekilleri bakan olamıyorlardı.
Hatta milletvekili olmak isteyen bazı güruhlar eşlerinin başını açarak kokteyllere katılırlardı. Çünkü eşi başörtülü olan milletvekili aday adayları veto yerdi.
Sonra okumak isteyen kız öğrenciler ya başlarını açacaklardı ya da evlerinde oturacaklardı. Yapılan küçük düzenlemeler de Anayasa Mahkemesinden dönüyordu.
Tüm bunlar yetmiyormuş gibi, 28 Şubat sürecinde üniversite kapılarının önünde ikna odaları kurulmuştu. Bu tabi daha sonra ortaya çıktı ki, bir fetö tezgâhı…
Bilenler yine hatırlayacaklardır.. Subay ve astsubay orduevlerinde başörtülüler giremezdi. Eşi başörtülü olan subay ve astsubaylar öyle ki, lojman talebinde bile bulunmazlardı.
Bulunmazlardı çünkü fişlenip bir sonraki Askeri Şurada ordudan ilişikleri kesilirdi.
En acısı da ordu evinde düğün yapmak isteyen bir subay ve astsubayın ailesi başörtülü ise kapıdan alınmazdı. Bu olayı yaşayan bir astsubay düğünden sonra askeriyeden ilişiği kesilmişti.
Bir ara kamusal alan tartışmaları açıldı. Halka açık her yer kamusal alandır ve başörtülülerin bulunmasına izin verilmeyecekti. Yani başörtülü kadınlar başlarını sadece evlerinde örtebilecekti.
Örnekler çok… Acılar hala taze.. Allah o günleri bir daha yaşatmasın.
Şimdi tüm acı tecrübeler tarih oldu. Bugün bu durumu bilmeyen gençlere anlatmak imkânsızdır.
Tüm bunları niye anlattım. Geçtiğimiz günlerde TBMM’de yaşanan Özlem Zengin vakası.
AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin, kadın hakları konusunda kendi partisinin dönemindeki normalleşmeye işaretle mecliste sarf ettiği bir cümle üzerinden adeta linç edildi.
Linç yetmezmiş gibi sosyal medya üzerinden hakaretler, küfürler…
Şu aymazlığa bir bakın.
HDP'nin tutuklu eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın eşi Başak Demirtaş’a sosyal medya üzerinden yapılan hakarete herkes isyan etti, yapılanları lanetledi.
Bu ne ikiyüzlülük.. Başak Demirtaş için özür kuyruğuna girenler, Özlem Zengin’i linç etmeye çalışıyorlar.
Özlem Zengin, bizim değerimizdir, Tokat’ın evladıdır. Ona karşı yapılan hakaretler, linç girişimi Türk Kadınına yapılmış demektir.
Özlem Zengin, Tokat’ın bir değeridir.
Gerçekleri ifade eden Sayın Milletvekilim siz dik durmaya devam edin, doğruları ifade etmeye sonuna kadar devam edin.


Yazara ait diğer köşe yazıları
YAZARLAR
E-BÜLTEN ABONELİK
EN ÇOK TIKLANANLAR
-
Tokat'ta Mevlid Kandili'ne saygı: Eğlence mekanları kapandı
Tokat'taki birçok eğlence mekanı Mevlid Kandili'ne saygısını göster...
-
3 bin konutun yıkılacağı projenin 'Kamuoyu Araştırması' yayınlandı
Tokat Belediyesi 8 Mahalle'de yapılacak 3.000 konutu ilgilendiren Kents...
-
Ak Zambak, Eylül sayısı yayınlandı
Tokat Belediye bülteni "Ak Zambak" eylül sayısı yayınlandı
-
1961 yapımı film bugünleri mi tahmin etti?
1961'de yayınlanan ve Dünya'nın ekstrem sıcaklıklara ulaşmasını anl...
-
Prof. Dr. Ahmet Ercan'ın uyarısının ardından Tokat'ta 5 deprem
Türkiye'nin önde gelen jeofizik uzmanlarından Prof. Dr. Ahmet Ercan'...