Derler ya: “Geçmiş  zaman olur ki hayali cihan değer.” Ben de diyorum ki: “Nasıl geçti habersiz o güzel  yıllarım.” Tam 42 yıl olmuş, son 22 yılı üniversitem de… Yıl 1995 … Kurucu Rektör Sn. Mustafa Kemal Özsoy’un görev süresi sona ermiş, seçimle gelen ilk Rektör Sn. Mümtaz Turgut Topbaş göreve başlamış ve üniversite içinden ve dışından ekibini kuruyordu. Biz de teveccühüyle bu ekibe layık görüldük…

 

Yapacak çok iş vardı. Altı bin civarında öğrenci, geçici kamu binaları ile ilk, ortaokul ve liselerde ortak eğitim yapılıyordu. Tokatlıydı ve hedefi vardı: BÜYÜK GAZİOSMANPAŞA ÜNİVERSİTESİ…

 

Bu hedefi gerçekleştirecek akademik ve idari ekiple sekiz yıl çalıştı. Diyordu ki: “Büyük düşünün, Hakka ve hukuka saygılı olun, çok çalışın, rehberiniz İstanbul, Ankara, Hacettepe, Gazi Üniversiteleri olsun,” oldu da. Bu üniversitelerle protokoller yapıldı. Çok kısa zamanda 1992’de kurulan üniversiteler içinde kampüsüne ilk taşınan üniversite oldu. Yüksek Öğrenim Kurumu’nda, Sayıştay’da, Devlet Personel Başkanlığı ve diğer kamu ve özel kuruluşlarında takdirle karşılanan bir çalışma düzeni kuruldu.

 

Öğretim elamanlarının her türlü ihtiyacını karşılayacak çok donanımlı matbaa ve M. Vasfi Diren Sosyal Tesisleri öğrencinin ve personelin hizmetine girdi. Hafta sonları da dahil…

 

Akademik birimlerde Üniversite-Sanayi işbirliği tesis edilmiş, çiftçiye rehberlik ve yardım eden   kampusta seralar, hava alanı ile Niksar’da buğdaygiller, çeltik ekimi, hayvancılık, balıkçılık, fidancılık özellikle cevizcilik ile destek veriliyordu…

 

Akademik alanda ulusal ve uluslararası sempozyum ve kongreler Tokat’a çok yakışıyordu. Hele  “Dünya Gübre Kongresi” başarıyla icra ediliyordu.

 

Akademik alanda geleceğin bilim adamları olacak araştırma görevlileri yurt içinde ve yurt dışında eğitime başlıyor. Kimler yok ki …  Sn. Mahmut  Özer –Milli Eğitim Bakanı-, Sn. Orhan Uzun –Bartın Üniversitesi Rektörü-, Sn. İsa Gökçe, Sn. Salih Saygı, Sn. Nejdet Kandemir, Sn. Zeliha Yıldırım –Gıda  bilimi alanında Dünya Proje İkincisi, birinci yok -, Sn. Gülistan Erdal, Sn. Ali Açıkel ve genç öğretim üyesi olarak üniversitemizi tercih eden Sn. Yusuf Tekin –Hacı Bayram Veli Üniversitesi  Rektörü-,  Sn. Birol Çetin –Türk Tarih Kurumu Başkanı-, Sn.Yusuf Ziya Taşkan, Sn. Mazhar Bağlı ve niceleri… Selam olsun...

 

Artık üniversitemiz akademik ve kurumsal kimlik kazanmış; örnek bir üniversite idi… Kendi kampusunda yeni açılan birimler ile öğrenci sayısı hızla artıyordu. Kampusa yapılan KYK yurtları çevreye örnekti. Hala öyle.

 

Üniversitemiz, salon spor gösterileri, folklor, tiyatro, öğrenci kulüp faaliyetleri, üniversitelerarası her türlü organizasyonlarda aldığı derecelerle Tokat’ın gururu oluyordu…

 

Sn. Mümtaz Turgut Topbaş ile başlayan heyecan kendisinden sonra gelen rektörle duraksadı. Bu duraksama dönemini bir öğrenci şöyle dile getiriyor: “Akademik ve idari personeli cezaevinde olan bir üniversitede okuduğumu arkadaşlarıma ve çevreme söylemekten utanıyorum.”  İyi niyetine her zaman inandığım Sayın Rektör, Tokat ve Üniversitemiz bu durumu hak etmemişti…

 

Üniversitemizin dördüncü rektörü Sn. Mustafa Şahin, özellikle Tıp Fakültesi’ni tam tekmil hale getirdi, Onkoloji, Nükleer Tıp, Kemoterapi ve Ağrı merkezi ile çevrenin sağlık merkezi haline geldi. Yurt dışına da sağlık hizmeti verilmeye başladı. Diş Hekimliği, Eczacılık, Sağlık Bilimleri Fakültesi ve Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulları bilgi ve hizmet ağı kuruldu. Teknopark açıldı…

 

Bugüne gelindi… Sn. Bünyamin Şahin dönemi… Öncelikle yurtdışı öğrenci sistemine üniversitemiz başarılı bir şekilde dahil oldu. Pandemi şartlarında öğrencilerin mağduriyetleri en aza indirildi. Yönetimde iç barış ve huzur sağlandı. Artık ülkem ve Dünya, BÜYÜK GAZİOSMANPAŞA ÜNİVERSİTESİ’ni konuşuyor. Binlerce akademik personel, 33 bin öğrenci… Rengarenk bir üniversite… Dekanların, müdürlerin hepsi alkışlanacak tercihler… Çoğunun akademik hayatında ortak anımız var.

 

30 yıl geçti… Bu 30 yıl içinde aramızdan ayrılan: Abdurahman Yazgan’ı, Zeki Özer’i, Yaşar Akçay’ı, Mustafa Kılıç’ı, Gülüm, Kemal Esengün’ü –Herkese ”gülüm” diye hitap ederdi. Rektörlükte 8 yıl beraber çalıştık. - A. Zafer Gürler’i, Şinasi Coşkun’u, Kemal Türker’i, Hasan Demirtaş’ı, İsmet Saraçoğlu’nu, Fikrimin ince gülü, Nedim Yılmaz’ı –Uzun yıllar Tokat Valiliği  ve Tokat Belediyesi TSM korosunun şefliğini yaptı-, İdari personel Salih Dalan’ı, Olcay Tiryaki’yi, Bekir Duran’ı rahmetle; emekli olan akademik ve idari personeli sağlıklı bir hayat dileyerek saygıyla anıyorum.

 

İstanbul Üniversitesi’nde ve çoğu üniversitede olduğu gibi merhum öğretim elamanlarının isimlikleri özgeçmişleriyle son çalıştıkları bölüm ve odalarda asılı olsa ne güzel olur…

 

Emekli olan akademik ve idari personel emektar olarak üniversite sosyal etkinliklerinde hatırlansa, web sayfasında bir bölüm olsa ne güzel olur…

Özellikle teknik eğitim veren fakülte ve yüksekokulları sanayi ile ortak çalışma ve uygulama alanları oluşturulursa ne güzel olur.

 

Sözün özü 30 yılda büyüdük… Büyüdük…

 

17 Fakülte, 2 yüksekokul, 13 Meslek yüksekokulu, 1 Devlet Konservatuarı, 1 Lisansüstü Enstitü…

 

Başarıdan başarıya… Gururla…

 

Akademik bütün göstergelerde ulusalda ilklerin içine girdik. Eski üniversitelerle birlikte… Uluslararası yarışta ilk beş yüze girdik… Helal olsun…

 

Sn. Bünyamin Şahin’in şahsında öğrencilerimize, akademik ve idari personelimize  kutlu olsun…

 

Böyle güzide bir kurumun havasını yaşamak ve yaşatmak ne güzel …

 

NE GÜZEL…
NE GÜZEL…